Çocuklar Konuşmayı Nasıl Öğrenir?
Dil; hem biyolojik, hem gelişimsel hem de sosyal bir işlevdir. Konuşma yaşı öncesi dönemde bebeğin tipik (normal gelişim göstermiş) ve dile hazır bir beyinle doğması kritik bir önem arz etmektedir. Yine de konuşması için tipik gelişmiş olan bir beyne sahip olması yeterli değildir.
Hayatının ilk 10-11 ayı boyunca insan sesine maruz kalmalıdır. İşittiği insan sesleri de mimikler ile desteklenmelidir. Çünkü insan bebeği gerçek sosyallik ve sahte sosyalliği ayırt edebilecek kapasitededir. İnsan sesi içeriyor diye sahte sosyallik içeren (televizyon, video izleme platformları, müzik vb.) içeriklere maruz bırakılmamalıdır. Sahte sosyallik gelişimi duraksatabileceği gibi geriye de çekebilme olasılığı mevcuttur.
Bu yüzden elimizden geldiğince bebeğimizle kendimiz iletişime geçmeliyiz. Konumuza geri dönecek olursak bebekler bu dönemde işiteceği sesler üzerinden “ses istatistiği” adını verdiğimiz konuşma için biyolojik faktörün en önemli tamamlayıcısı olan bir istatistik tutarlar.
İlk yaşı içinde insanlarını duymak normal doğmuş bir bebeğin konuşması için kritik önem taşımaktadır. Bu dönemde bebekler, hangi seslerin kendi dillerinde kullanıldığıyla ilgili uzmanlaşmaya başlarlar. Aynı zamanda çocukluktaki sosyal, kavramsal ve duygusal gelişimler için de bu dönem çok büyük önem arz etmektedir.
Bu dönemin başında bebekler üniversal gramer özelliklerinden dolayı dünya vatandaşı olarak adlandırabilmektedirler. Çünkü hangi ülkede doğarlarsa doğsunlar ve hangi seslere maruz kalırlarsa kalsınlar yeryüzündeki bütün insan dillerindeki sesleri ayırt edebilirler. Konuşma yaşı sonrası ise bir diğer kritik dönem 2 ila 7 yaş arası dönemdir. Çünkü araştırmalar göstermektedir ki öğrenme hızı 7 yaşından itibaren düşmektedir.
Yorumunuzu Bırakın